insan hakları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
insan hakları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Haziran 2013 Perşembe

Gezmek İçin Değil Ekmek İçin Direniyorlar!!!

Sizlere geçtiğimiz günlerde başlayan ve halen devam eden bir protestodan bahsetmek istiyorum. Hayır! Sözünü ettiğim Gezi Parkı değil! Bu bir ekmek davası! Evde aç bekleyen kadının, çocuğun, bebeğin hakkı! Karşılığı alınamayan emeğin davası! SİDEMİR işçilerinin iş bırakma eyleminden bahsediyorum. Her ne kadar gezi parkının gölgesinde de kalsa günlerdir taşkınlık, kargaşa çıkarmadan ve daha da önemlisi Belediye Başkanı ve Emniyet Müdürlüğüne sataşmadan bu grevi kendilerine yakışır bir biçimde devam ettiriyorlar. Sakin ve sessiz emeklerinin hakkını arıyorlar! Orada yatıp orada kalkıyor, kamuoyunun desteğini görmediklerinden şikayet ediyor, ancak kamu malına zarar vermiyorlar. Fabrika yönetimini protesto ederken çevreye rahatsızlık vermiyorlar. Bu işçilere kulak verelim... Bu insanlar bizim memleketimizin çocuklarının, eve elleri boş dönen emektar babalarıdır... Haklı davalarında, amacını ve haddini aşmayan direnişlerine destek olalım. Onları Gezi Parkının gölgesinden kurtarıp kamuoyuna taşıyalım.
Bir başlangıç için bu mağdur ve emektar babaların isteklerini aynen yayınlıyorum. Lütfen paylaşalım...
"Bizler SİDEMİR emekçileri olarak mağduriyetimizin giderilmesi hususunda, başta üyesi olduğumuz Türk Metal Sendikası olmak üzere sivil toplum örgütleri, kayyum heyeti, siyasi partiler ve Sivas kamuoyundan bir destek görmemekteyiz. Bizim derdimiz sadece ekmeğimiz biz çoluğumuza çocuğumuza ekmek götüremiyoruz. 2004'ten bu yana düzenli bir şekilde maaş alamadık. Biz buradan tüm yetkililere sesleniyoruz artık bizim sesimizi duysunlar. Şirket yetkilileri bize baskı yapıyorlar. Biz olmasak da diğer illerden işçi getireceklerini söylüyorlar. Sivas buna izin vermesin. Biz hakkımızı alana kadar işbaşı yapmayacağız. Çıkanlar işe yeniden alınmadığı sürece kesinlikle işbaşı yapılmayacak. Bunu tüm Sivas, tüm Türkiye duysun!"

3 Haziran 2013 Pazartesi

Bu Saçmalığa Bir Son Verin!

Yanlışı nerede yaptık bilmiyorum. Sanırım çocuklarımıza vatan, millet sevgisini doğru anlatamadık. Ya da onlar anlamak istemediler. Maalesef güzel ülkemde bir haftadır yaşanan çirkinliklere hep birlikte şahit oluyoruz. Çağdaş vatandaşlarımız; ateş yakarak, belediyelere ait otobüsleri ateşe vererek, bankalara ve iş yerlerine saldırarak, ellerine ne geçerse polisimize fırlatarak bize, ülkelerini ne kadar çok sevdiklerinin şovunu sunuyorlar. Yapılan  bu çağdaş ve demokratik! gösteriyi hep birlikte izliyoruz... Dahası bu rezaleti çocuklarımızda izliyor, hatta bizzat yaşıyor ve öğreniyorlar. Böyle bir toplum bilinci! Türk halkına yakışmıyor. Daha önceki yazımda da bahsettiğim gibi; kimsenin sesini duyurmasına, fikrini söylemesine karşı değiliz. Fakat sesini duyurmanın yolu bu değildir. Siz ülkeyi savaş alanına çevirerek polise saldırıp, taşkınlık yaparak daha sonrada "darp edildik" diyerek eylemlerinize tüm ülkeyi ortak etmeye çalışırsanız bunun adı sadece "Siyasal Şiddet ve Terörizm" olur. Lütfen artık bu saçmalığa bir son verin. Ülkenin dört bir yanında sebep olduğunuz arbedeyi görmüyor musunuz? Olaylar maksadını çoktan aştı; Ya da maksadınıza ulaştınız!...

2 Haziran 2013 Pazar

Taksim Gezi Parkı Savaşları :(

Sesini duyurmaya çalışan insanlara yapılan bu dehşet içeren muameleyi elbette ki kınıyoruz. Ancak olayların tüm Türkiye'ye sıçraması gerçekten çok daha üzücü. Ülke içerisinde yaratılmaya çalışılan kaosun önüne geçmek için lütfen sağ duyulu olalım. Böyle bir durumdan faydalanmak isteyip de fırsatı ganimet bilen politikacıların oyununa gelmemeliyiz. Polislerimiz bu ülkenin düşmanları değildir!!! Türk milletinede, Türk polisine de yakışmayan görüntüler; dünyaya rezil oluyoruz...

1 Haziran 2013 Cumartesi

Doğum İzni 6 Ay! Annelik Bir Ömür Sürer...

"Müjde... Müjde...Doğum izninin 6 aya çıkarılmasına ilişkin çalışmanın yapılacak ilk Bakanlar Kurulu toplantısında ele alınması bekleniyor" muş. Bu sıralar hangi habere tıklasak karşımıza çıkıyor. Lütfettiniz sayın Başbakan! Nasıl derler, dereye su gelene kadar kurbağaların gözü patladı. Bu memleketin bebeği de, kadını da, insanı da kıymetsiz. Avrupa Avrupa diyoruz ya hani bakın bakalım o Avrupa'da hamile, yeni doğum yapmış ve emziren annelerin hakları nelerdir? Bizlerin bu güne kadar (ki halen bir şey değişmiş değil) emzirdiğimiz 2 aylık bebeklerimizi, varsa büyükannelere, yoksa bakıcılara bırakıp sözde süt iznimizi kullanacağız diye alnımızın derisi çatlarken; Avrupalı kadınların zaten 20-75 hafta olan doğum izinlerinin artırılması için masaya oturuluyor. Bu iş bizim işimiz değil, detaylarını, araştırmasını ben yapacak değilim. Ama apaçık ortada olan bir şey var ki bu ülkede insan hakları, kadın hakları vs hikaye.  Bildiğimiz tek gerçekse doğum iznimiz 2 ayda 6 ayda olsa ANNELİK BİR ÖMÜR SÜRER Sayın Başbakan...